BRİÇ BİR KUMAR MI?

Sene 1977, hani şu “70 sente muhtaç olduğumuz”, yıllar. Yurtdışına çıkışlar iki yılda bir ile sınırlı ve ben ilk defa milli olmanın mutluluğunu yaşıyorum, ama yurt dışına nasıl gideceğiz? Bricin bir spor olduğuna inanıyoruz ya, devletin bir kademesi bizimle ilgilenir diye umuyoruz, paradan vazgeçtik THY indirimli bilet verir mi? Pasaportlarımıza çıkış izni alabilir miyiz? Derdimiz bunlar, serde gençlik, idealizm ve biraz da saflık var. Spor Bakanlığında bizimle ilginecek bir makam bulamadık, sonra gözümüze Kültür Bakanlığında “Boş zamanları değerlendirme Genel Müdürlüğü” diye bir yer ilişti. Tamam işte bizim yer burası dedik. Araya tanıdıklar falan bulup yüce Genel Müdürden randevu aldık. Ben o zaman federasyon genel sekreteriyim, Federasyon Ankara temsilcimiz Burhan Abi ile gittik randevuya, Genel Müdür önce biraz dinler gibi yaptı, ama biz konuştukça suratının rengi değişmeye başlamıştı. Birkaç dakika sonra patladı adamcağız “Sizler ne utanmaz kişilermişsiniz, kumarında millisimi olurmuş, sizden sonra da pokerciler mi gelecek” diyerek bizi kovdu. Kendi imkanlarımızla ve de yurtdışı briç organizatörlerinden sahte bir “yemek ve kalacak yer tarafımızdan karşılanacaktır” yazısı getirterek yurt dışına çıkabildik. Danimarka’daki Avrupa şampiyonasının açılışını Danimarka Prens’inin kendisi yaptı, tüm Avrupa medyasının briçe ve briççilere bakışını görünce Türkiye’nin haline çok üzüldüğümü anımsıyorum. Sonraki yıllarda da polis baskınlarıyla karşılaştık briç yarışmalarında zaman zaman.

Yıllar sonra, Sn.Süleyman Demirel, Tarabya’daki Cumhurbaşkanlığı yeni köşkünün açılışını bir briç turnuvasıyla süsledi ve biz briççileri onurlandırdı. Bizler bu defa da polis koruması altında briç oynamanın keyfine vardık.

Yavaş da olsa Türkiye gelişiyor arkadaşlar.

18.Eylül.2005

Hiç yorum yok: