HEM İNSAN İCADI HEM MUCİZE

Keşifler hep ilgimi çekmiştir, mucizelere ise hep acaba diye bakmışımdır. Keşfetmek kelime anlamı ile daha evvel var olup da varlığı fark edilmeyen bir şeyi kavramak ve kullanmaktır. Örneğin Amerika’nın keşfi, daha dünyada insanoğlu yokken bile Amerika kıta’sı vardı, zamanı geldi fark edildi. Örneğin yerçekimi, tanrısal kanunlardan biri olmasına, binlerce senedir ortada olmasına rağmen o da ancak zamanı gelince - belki de şans eseri - fark edildi. İcatlar ise keşiflerden farklıdır, o zamana kadar varolmayan bir şeyi var etmektir. Keşiflerin aksine icatlar geliştirilebilen şeylerdir, briç de insanoğlunun beyinsel gücüyle var ettiği bir oyun, beş yüz seneyi aşkın süredir geliştirilip duruyor, acaba bin sene sonra da varolacak mı, olacaksa bugünden ne yönlerde farklı olacak ?
.
Bricin mekaniğine bakınca insanoğlunun beyin gücüne hayranlık duymamak çok zor. İçinde keşif de var ayrıca, var olanı bulmaya çalışmak var, matematik var bir kere , sayılar ve bu sayıların bizi ulaştırdığı bilgi var o bilgiye ulaşmak gözümüzün göremediği bir gerçeği beynimizle görmeyi sağlamak demek değil mi? Gizem var içinde , rakiplerin bizden sakladıkları bilgiler var ama bu saklı gerçeği bulmamız için oraya buraya bırakılmış ipuçları da var. Bence brici değerli kılan ögelerden biri de içindeki dostluk teması, mücadele ederken rakibe duyulan saygı, elimizin gerçeğini ortağa anlatmaya çalışırken rakiplerin de bilmesini sağlayan şeffaflık var. Yapılan mücadelenin evrensel kurallar içinde olmasını sağlamak sorumluluğu var en önde. Rakipten bilgi saklayarak başarı sağlamanın engellenmiş olması güzel değil mi ?

Bütün bu yanlarıyla baktığımda bricin mucize bir yönü olduğunu hissetmişimdir hep. Olması imkansız bir oyunu çifte skuizle yaptığımda veya çok düşük bir olasılığa kalıp o olasılık gerçekleştiğinde zaman zaman mucizelere de inanmak gereklidir diye düşünmüşümdür.
20.Ağustos.2006

Hiç yorum yok: