Zaman zaman gazetelerde yer alır sevgilisiyle barışmak dileği geri çevrilince bana yar olmayanı kimseye yar etmem diyip kurşunladı tarzında haberler. Peki bu nasıl bir sevgidir ki sevdiğine zarar vermek duygusu, kendisine zarar vermek dahil tüm duygularını bastırıyor ve öldürmeye kadar giden bir süreci başlatıyor. Sanırım briçte güzel bir el gelmesi gibi, bu eli bizim oynamamız lazım diye düşünüyorsunuz ama rakipler sizi rahat bırakmıyor, ortaktan da destek yok, kendi başınıza üç seviyesine kadar kompetisyonu sürdürüyorsunuz ama rakibin kozu sizden büyük ve onlar da üçe çıkıyorlar, bu bahçe benim bahçem sizin burada ne işiniz var diyerek kontr atıyorsunuz ve yapıyorlar ! Türklerde sevmek duygusuyla sahiplenmek duygusu birbirlerine çok yakın iki duygu galiba, sevdiğimizi aynı zamanda bizim malımız zannediyoruz, malımız elimizden gittiği zaman da tüm düşünce sistemimiz bir elektrik kontağıyla devreden çıkıyor.
Briçte kazanmanın formülü kazanamıyorsan en az kaybetmekle ölçülür. Karar verme sürecinde kimi zaman yalnız kazanmayı değil en az kaybetmeyi hedeflemek gerekir. Gelen el rakipler için şanslı bir durum gösteriyorsa, bu elde bir şeyler kazanmamız, hanemize sayı yazmamız mümkün değilse rakibin hanesine en küçük sayıyı yazdırmak uzun vadeli başarının temelidir. Bunu iyi becerenler briçte üst sıralarda yer alırlar.
Bu olayların benzer çeşitlerini ülke sevgisinde de izlemeye başladığımızı görmek ürkütüyor beni. “ Ya sev ya terk et “, “ Al ananı da git “, “ Benim dinimden olmayan benden değildir “ anlayışları işte böyle bir anlayışı temsil ediyor ki son yıllarda bu tür düşünenler oldukça artan bir çoğunluğa sahip. Sanırım yapılacak aksiyonlarla kendimize zarar verme noktasına gelmeden akılcı düşünen sağduyu sahiplerinin sahneye çıkıp daha güçlü bir rol almaları için zaman geldi hızla da geçiyor.
28.ekim.2007
CUMHURİYET'e VEDA - HERKESE MUTLU 2014
11 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder