ESKİ MUTFAKLAR

Çocukluğumda ki mutfağımızla şimdiki mutfağım çok farklı. O zamanlar mutfağımızda tel dolap ve kuzine vardı, buzu mahalledeki buzcudan alır, evi sobayla ısıtır, çamaşırlarda leke çıkarıcı olarak çivitbaş kullanırdık. Radyomuzun üstünde el işlemesi bir örtü, sabah onda arkası yarın, onüçte haberlerle saatimizi ayarlar, akşam sekizden sonra ya Zeki Müren konserleri veya Eşref Şefik’in spor anlatımlarını dinlerdik. Mutfaklarımız hızla değişti, yeni teknolojiler insanlara yaşam kolaylığı ve daha bol zaman sundu. Ama yeni mutfakların insanlardan götürdükleri de var. İnsanlar hızla bireyselleşmeye doğru sürüklendiler, komşuluk ilişkilerinden tutun karı koca, baba oğul, anne kız ilişkileri farklılaştı, bu farklılaşmayla insanlardaki zihinsel lekeler de arttı. Yaşamlarında anlamsızlık sorunu, ilişkilerinde ayar bozukluğu, onları hoşgörüsüzlük ve şiddete yöneltti, mutfakların kalitelerindeki hızlı farklılaşma ve yüksek kalite düzeyindeki mutfaklara kolay ulaşılamayacagının görülmesi genç kuşakların gelecek ümitlerini de budadı, soldurdu.

Peki ne yapılabilir? Eski mutfaklara tekrar geri dönmeyi isteyemeyiz, bu saçma bir beklenti olur, demek ki bu yeni mutfaklarda yaşamayı seçerken, insanlar arasındaki ilişkileri yeniden oluşturmak, zihinsel lekeleri temizliyecek, yeni leke çıkarıcılar bulmamız lazım. Bence burada briç önemli bir enstruman. Briç bir taraftan hızla yok olan sosyalleşme olgusunu yeniden oluştururken bir taraftan da zihinsel lekelerimizi çıkartmaya yarayan önemli bir araç, iletişim kurma yönünde öğretici bir deneyim, günümüz insanında yalnızlık panzehiri, istediğin zaman takabileceğin dünyayı daha renkli daha güzel gösteren bir gözlük. Bu araç dünyayı daha heyecanlı ve daha güzel yaparken kendimizi de daha iyi tanımamızı, başarı duygusunu tatmamızı, başarısızlık acılarıyla başetmeyi, içimizdeki öfkeyi kontrol altında tutmamızı sağlar. Bu yönlerde eksikleri olanlar briçlerinde de eksik olurlar. Briçte ilerledikleri zaman bu alanlarının geliştiğini görüp daha keyifli yaşayacakları bir mutfağın kapısını açarlar.
06.Ocak.2008

Hiç yorum yok: