ATALET Mİ, MOTİVASYON MU ?

Geçtiğimiz Pazar, ülkemizde birkaç aydır yaşanan bir seçim döneminin son günüydü, oldukça ilginç gözlediklerimizden sonra gidip oyumuzu kullandık. Benim gözlemlerimin büyük çoğunluğu karşılıklı suçlamaları içeriyordu, suçlamaların kelime seçimleri o kadar ağırlaştı ki yasaların devreye girmesi istenir hale geldi. Birlikte 21. yüzyılı yaşıyoruz, dünya yalnızca ekonomik krizde olan bir yapıda değil aynı zamanda sosyal, psikolojik krizlerin içinde kendine yeni bir yol bulmaya çalışan bir görünümde. Her ülkede bir grup insan kendi yaşam ilkeleri doğrultusunda şiddet uygulamaya gönül vermiş. Barack Obama’dan tüm dünyanın beklentileri bu şiddet yanlısı kitleleri Amerika’nın askeri gücüyle değil, daha farklı bir dünya yaratarak durdurabilmesi. Dünyadaki şiddet yanlısı grupta olmayanların büyük çoğunluğu ise yaşamlarında kendilerinden sonraki kuşaklara olumlu ve güzel birşeyler bırakabilme hayallerini söndürmüş durumda.

Kişilerin yapabileceklerinin seviyesini eğitim ve yetenek düzeyleri, yaptıklarının seviyesini ise moral ve motivasyon durumu belirler. Biz Avrupa şampiyonu olurken bu moral ve motivasyonu gerçekten üst düzeyde tutarak amacımıza ulaşabildik. Yani başarıya ulaşmanın temel yolu tek başına yeterli olmasa da motivasyondur. Herkes hayatta başarıyı hayal eder, başarı için yapılması gerekenleri, nasıl yapılması gerektiğini, yapmamakla neleri kaybedeceğini bilir, ama büyük çoğunluk bunları yapmaz, yapamaz. İşte kitleleri bu durduran şey duraganlık, tembellik, miskinlik yani atalettir. Ataleti yoketme yolu ise motivasyondur. Ülkemde keşke siyasi partilerim daha güzel bir ülke geleceğini hayalederek buna ulaşmak için programlar yapabilse ve bu programlarını halka sunup onların motivasyonlarını sağlayabilselerdi. Bu sayede gençlerin ataleti önlenir ve onların ülke geleceğine katkıları somut hale getirilirdi. Briç oyununda da “ben ne yaparsam yapayım dereceye giremem” veya “briç benim için sadece bir eğlenti programıdır” gibi sözcüklerle yaşanan atalet duygusunun önü alınamazsa başarıya ulaşmak olanaksızdır.

Her konuda umutlarınızı yüksek tutabilmeniz dileğiyle.
05.Nisan.2009