BELÇİKA’DA Kİ BRİÇ

Birkaç haftadır yazayım mı yazmayayım mı diye düşünüyordum, sizlere biraz Belçikayı anlatayım istedim. Önce şunu söyleyeyim ben Belçika’yı sevemiyorum ama itiraf etmem gerekir ki bize örnek olması gereken pek çok özelliği de var. Önce tarihi şöyle 1700-1800 yıllarındaki Fransa ve Almanya savaşları sonucu aralarına bir ülke koyalım ki bi daha savaşmakta zorlansınlar denilmiş, Belçika icad edilmiş, yaşayanların bir kısmı Hollanda – Almanya altyapısından Flamanlar, diğer kısmı Fransa’lı kökenli Valonlar. Daha sonra yeterli ekonomik duruma sahip olmadıkları için İngiltere, Fransa, Almanya aralarında anlaşarak Kongo’nun müstemlekeliğini bunlara tahsis etmiş. Kauçuk vs. üretimleriyle ekonomik alanda gelişmeyi sağlamışlar. Günümüzde Avrupa birliğinin pek çok merkezi bu ülkeye verildiği için ekonomik sorunları artık pek yok, bu nedenle Belçika’da yaşayan nüfusun %28 i Belçikalı olmayanlardan oluşuyormuş. Neden sevmiyorum bir örnek, briç bitti yemeğe gittik, garson ya Türklere ya da herkese kaba davranan bir yapıda, bu o garsona ait değil genelde pek çok Belçika’lı benzer davranıyor. Mesela yemeği getirdiği zaman biraz ekmek de getir diyoruz, yemeği yazdırırken talep etmeliydiniz diyor, garsonu çağırıyoruz başka masalarda meşgulüm gelemem diyor, ilave bir yemek daha söyleyelim diyoruz son siparişi saat 21 de alırız diyor. Ancak Ostend çok güzel bir deniz kenarı, bizim maçların yapıldığı yer deniz kenarının merkezi, sahilde sağa doğru gidiyoruz, insanların denize girdiği upuzun bir sahil , ilerde bir yerde denize doğru yüz metre kadar bir alan çitlerle denize girilmesi engellenmiş neden acaba diye sorguladım bu yer martılara tahsis edilmiştir dediler, martılar burada yaşarlar, beslenirler , çoğalırlar dediler. Sol tarafa gidiyoruz, sahile piyano koyarak kumların üstünde çalan bir kişi, bu müzikle dans gösterisi yapan başka biri çevrelerinde bir sürü seyreden, daha ilerde yine kumsalda iki tane trambolin, üzerinde birer genç gösteri yapıyorlar yine seyirciler, okulların, öğretmenlerinin kontrolunda çocuklarını deniz kenarında gezdirmek sürekli yaptıkları bir iş. Neyse briç camiasına da çok katkıları vardı, sevemesem bile saygı duymak gerekiyordu.
22.Ağustos.2010

Hiç yorum yok: