Çocukken de herkesle kolayca dost olmaya yatkın bir yapım yoktu. İnsanlarla hemen sıcak bir ilişki kurabilenlere o zaman da çok imrenirdim. Aslında yakından tanıyanlar bilirler oyle burnu havada bir yönüm yoktur ama dostluk kurma konusunda ki beceriksizliğimin insanlarda bu duyguyu yarattığına çok şahit oldum. Başka kişilerde doğuştan varolan insanlarla çabuk ilişki kurabilme becerisini benim ders gibi öğrenmem gerekti, hala daha öğrenebildiğim konusunda şüphelerim var ama bu beni eskisi kadar rahatsız etmiyor. Sözü Brüksel’e getirmeye çalışıyorum. Simone sözünü tuttu ve 22 Aralık’ta Beyrutlu bir briç meraklısının klübü olan ‘Le Grand Chelem’ klübünde Belçika’nın üst düzey bazı briççilerinin katıldığı bir turnuva düzenledi, bu turnuvaya onur konuğu olduğumu bilmeden gittim. Saat 19 da yemek 20 de turnuva demişti Simone. Yemekte güneydoğu bölgemize has bir menü ile karşılaştım, humus, tabuli, süzme yoğurt vs. Önce Beyrut’lu sponsor beni, “beşyüz yıl sizin yönetiminizde kaldık bu yemekleri siz bizlere sevdirdiniz” diyerek onurlandırdı. Daha sonra Türk sevmezler diye tanıdığımız Belçikalı briççiler etrafımı aldı, Kolata’yı, Nafiz ve Salvo’yu, Melih’i sordular. Pekçok iltifat arasında AB’ye katılmak için önce sivil diyaloğun nekadar önemli olduğunun bir kere daha farkına vardım. Turnuvayı, yakın dönemlere kadar Belçika’yı temsil etmiş Guy van Middelen ile oynadık, masamıza gelenler arasında bir zamanların en ünlü Belçika’lısı Alain Kaplan, yine bayan takımında oynamış Suzanne Cypres, şimdiki milli takımlarından Valerie – Alain Labaere, birkaç genç milli oyuncuları aklımda kalanlar. Briç; Turk ve Belçika insanlarına bir dostluk köprüsü oldu ve bana hiç unutamayacağım bir gece yaşattı.
01.Ocak.2006
CUMHURİYET'e VEDA - HERKESE MUTLU 2014
11 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder