Beni yakından tanıyanlar briçe ne kadar tutkulu olduğumu bilirler. Ancak gerek kızım gerekse oğlum briç bilmelerine rağmen bu oyun çok da ilgilerini çekmemiştir. Bunun nedenini çok düşünmüşümdür. Sanırım bunun nedeni yaşam pencerelerimizle ilgili. Çocukluktan itibaren yaşamla ilişkimize iç dünyamızda birtakım pencereler açarak kavuşuruz. Örneğin benim için briç, ailem, annem babam , önemli birer pencereyken yaklaşık bir yıldır Cumhuriyet gazetesi yazıları da bir pencere oldu. Eğer sinema veya müzik keyfiniz varsa o da bir penceredir sizin için. Günümüzün teknik imkanları gençliğe o kadar çok pencere olanağı sunuyor ki bu şartlarda briçin onlar için değerli bir pencere haline gelmesi oldukça zor. Tabii gençlikte bu pencerelerin bir değer veya üretim yolu olması ve kendilerinin kişisel gelişmeleri için kullanılmaları gereği çok fark edilmez, onların pencerelerinin çoğu arkadaşlarıyla geyik yapabildikleri geçici pencerelerdir.
Yıllar geçip insanlar yaşlandıkça yaşam pencereleri birer birer kapanırlar. Bu nedenle sizi bunaltsa da yaşlı annenizi hergün aramanız beklenir, çünkü kadıncağızın televizyon dışında tek penceresi siz kalmışınızdır. Siz aramazsanız merak eder, başına ağrılar girer, tansiyonu yükselir ve size sitemler eder. Ne yapsın elinde kalan tek yaşam penceresi olması gerekenden çok daha fazla bir büyüklüğe ulaşmıştır artık. Yaşam pencerelerimizin gereksiz bir büyüklüğe ulaşması yaşamımızda daima sorun olur. Yaşam penceresi yalnız erkeği ve çocuğu olan çalışmayan ev kadınlarının bizlerin briçe ayırdığımız zamana nekadar kızdığını ve sorun çıkardığını bir düşünün.
Ancak briç penceresi de hayatımızı olumsuz etkiliyecek bir büyüklüğe eriştiyse o zaman da bir durup düşünmemiz gerekir. Bu pencereyi acaba başka pencerelerimizin bizden beklediği ve vermemiz gereken ilgi ve özenden kırparak mı büyütüyoruz ?
18.Haziran.2006
CUMHURİYET'e VEDA - HERKESE MUTLU 2014
11 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder