Sanırım yıl 1987 idi saat gece yarısını geçmiş sabaha karşı iki olmuştu. O hafta sonu İstanbulda dörtlü takım maçlarının finalleri oynanıyordu. Ben Ergun Korkut ile partnerdim, kuvvetli trefl oynuyorduk. Son maçtan çıktık, skorlar karşılaştırıldı, diğer maçların sonuçları alındı biz 1. olmuştuk. Takım olarak kutlamalar, yüzlerimizde gülümseme, hafif bir yorgunluk. Eve dönmek üzere maçların yapıldığı yerden çıktık arabalar , yollar karla kaplanmıştı. Briçe yoğun konsantrasyon bize dışarısının bu denli felaket olduğunu farkettirmemişti. Bir taksiyle 4.Levente kadar gittim, ama taksinin içerlere girme şansı yoktu, yürümek zorundaydım. Evim belki 500 m içerdeydi ama yerde kar kalınlığı yarım metreye yaklaşmış, ayaz iyice sertleşmişti. Yarım saate yakın sürdü yürüyüş ama aklımda oynadığımız başarılı eller, damarlarımda mutlu mutlu gezinen kan çok da zorlanmadım bu yürüyüşten. Bana göre, dörtlü takım maçları diğer yarışmalardan çok daha fazla keyif veren bir briç oyunudur. Önce şans faktörü minumumdur, ustalık gerektirir. Zon ve şilem sekanslarında başarılı olabilmek takımın başarısı için çok önemlidir. Doğru yerde baraj yapabilmek, defansınızın güçlü olması şarttır. Bütün bunların dışında karşılaştığınız takımda kime karşı kimin oturacağı da stratejik olarak önem taşır. Hepsinden önemlisi de takım olabilmek başarının birinci gereğidir. Avrupa şampiyonaları artık pek çok değişik alanlarda yapılmasına rağmen en saygın olanı hala dörtlü takım maçlarıdır. 67 takımla başlayan ve geçen hafta biten 2008 açık dörtlüde ikinci olduk.
1. AKGÜL takımı – Mustafa Akgül, Toros Yüksel, Nezih Kubaç, Mustafa C. Tokay, Beltan Tönük.
2. KORKUT takımı – Ergun Korkut, Faik Falay, Aydın Gürsel, İbrahim Yücekök. Orhan Ekinci.
3. KOLANKAYA takımı – Aytuğ Kolankaya, Eymen Bedir, Yusuf Sohtorik, Süleyman Kolata, İsmail Kandemir, Metin Ekşioğlu.
Derece alanları kutlarım.
10.Şubat.2008
CUMHURİYET'e VEDA - HERKESE MUTLU 2014
11 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder