EMPATİ DEĞİL APATİ BU

Avrupa şampiyonasına giderken yüreğim güzel beklentilerle doluydu, takım olarak önceden iyi bir çalışma da yaptık, hepimiz Türkiye’mize iyi bir sonuçla döneceğimize inanararak yola çıktık. Önce Paris’e oradan da Pau’ya uçarken yolda hep beklentilerimizi konuştuk, 2006 Varşova’nın üstümüzdeki gerginliğini yoketmeye, yaklaşık 40 sene civarı kendimizi adadığımız ve katkıda bulunduğumuz Türk briç dünyasına bugüne kadar ulaşılamamış bir sonucu hediye etmeye odaklandık hepimiz. Sonuçta bildiğiniz gibi onur verici bir hediyeyle dödük ülkemize. Döndükten sonra briç camiasının kutlamaları hem göğsümüzü hem de yüreğimizi kabarttı hepinize teşekkürlerimi sunuyorum, ancak böyle bir başarının medyada yeterince yer bulamaması beni oldukça üzdü. Avrupa şampiyonasına katılan ve de başarılı sonuçlar getiren futbol takımımız tabiatıyla medyada son bir aydır inanılmaz yer buldu ki bu çok doğruydu. Devlet büyüklerimizin futbol dünyasına girerek kutlamaları, sponsor firmaların bu konuyu sürekli gündemde tutmaları ne güzeldi. Ancak bizim şampiyon olmamız bile bu konuda en küçük bir harekete sebep olamadı, briç camiası dışında hiçbir devlet sorumlusu arayıp kutlamadı bile. Halbuki Avrupadaki ödül törenine katılan Pau’nun bayan belediye başkanı takımımızı kutlamaya geldi teker teker ellerimizi sıktı ve “ Türkiyenin gerek futbolda gerekse briçteki bu başarısı Avrupa birliğinde olması gerekliliğini göstermektedir, kutlarım” dedi. Ben de bunu lütfen sayın Sarkozy ile de paylaşın dedim. Briçte alınan bu şampiyonluğun devlet kademesinde en küçük bir hareketi bile oluşturamadığını görürken fransız halkını temsil eden yerel yönetiminden Avrupa birliğine katılmamız için bu sözleri duymak , ülkemizde bacak kaslarının yanında beyin kaslarının gereksizliğini yaşayarak Türkiye’nin gelişmişlik yönünde daha çok yolu olduğunu işaret ediyor. Sempati, bir yana empati insan iletişiminde yaşamı anlamlı kılan önemli araç, kendini karşındakinin yerine koyarak, onların gözüyle yaşadıklarını, duygularını, mutluluk veya mutsuzluklarının nedenini anlamaya çalışmak sağlıklı iletişimin vazgeçilmez bir gereğidir. Ancak bu yaşadıklarımızın devlet tarafından bırakın sempatiyle sahiplenilmesini, empatiyle anlaşılmaya çalışılması yerine , apatiyle yani ilgisizlikle karşılanması insanın mutluluğunu gölgeleyen hüzünlü bir duyguyu da yaratıyor.
13.temmuz.2008

Hiç yorum yok: