Pau’da sabahları otelden çıkıp turnuvanın yapıldığı yere yürüyerek gitme alışkanlığı edinmiştik, bu yürüyüş yaklaşık 25 dakika sürüyordu ve bize uyku sersemliğimizi atmak için bir araç oluyordu. Otelin hemen karşısında oldukça geniş bir parktan geçiyorduk, parkın içi herbiri enaz 40-50 yıllık ıhlamur ağaçlarıyla doluydu. Sabah saatlerinde ıhlamur ağaçlarının arasındaki yürüyüş yolunda baygın ıhlamur kokusu hem zihnimizi açıyor hem de yaşamla ilgili keyif sunuyordu. Takım kaptanımız Ergun abi genellikle 8.30-8.45 arası yola çıkıyordu, ben bazen onunla çoğu zaman da Orhan ve Emin ile bir yarım saat sonra yola koyulup, ıhlamur çiçeğinin sunduğu mutluluk duygusunu, briç alanındaki beklentilerimizle birleştirerek, briç sohpeti eşliğinde hem yürüyor hem de o günkü yarışmaya beynimizi hazırlıyorduk. Saat 10.30 da başlayacak turnuva için en geç 9.30-9.45 arası turnuva alanında olmayı planlamıştık. Daha Türkiye’deyken tüm rakiplerimizin konvansiyon kartlarını internetten indirmiştik, Lavazza’nın filtre kahvesinden bir tane alıp turnuvanın yapıldığı Palais Beaumont’un bahçesindeki yüz yıllık manolya ağacının gölgesinde manolya çiçeklerinin kokusunu yakalamaya çalışarak kahvemizi içip o maçtaki rakiplerimizin konvansiyonlarını, apel sistemlerini, atak metotlarını, zayıf ellerdeki açılışlarını inceleyip birbirimize taktikler vermeye çalışarak turnuva saatine kadar beynimizi briçe kanalize ediyorduk. Turnuvanın yapıldığı salonlar çok genişti, su bidonları salon kenarlarında isteyenlere açık duruyordu, turnuva başlamadan 5-10 dakika önce bir bardak suyumuzu alıyor, masamızı buluyor ve rakiplerimizi bekliyorduk. Üç seanslık turnuva aralarında çoğunlukla sandöviç ve meyve suyu ile güniçi açlığımızı gideriyorduk. Aralarda yine manolya ağacı altı bizim mekanımız oluyordu, kocaman gövdesine sırtımızı dayayıp turnuvadaki elleri bizim ve rakiplerin deklarelerini inceliyorduk. Turnuva akşam saat 8 civarında bitince de o günün sonuçlarını alıp yoldaki pizzacı veya restoranda bir şeyler yiyerek tekrar yürüyor ve otelimize yakın ıhlamurlu parka bir an evvel kavuşmaya çalışıyorduk. Ihlamur çiçeklerinin akşam kokusu da bize o günkü başarılı oyunlarımızın bir ödülü gibi geliyordu. Bedensel yorgunluğumuzu uyku giderecekti ama ıhlamur ağacı kokusu zihin yorgunluğumuzu gideren bir güzellikti, özlüyorum.
20.temmuz.2008
CUMHURİYET'e VEDA - HERKESE MUTLU 2014
11 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder